10 Haziran 2014 Salı

BUKALEMUN






















Olmadı,olmadı! Bu sefer de olmadı. Kendime hayret ediyorum. En son okuduğum kitabı hatırlayamaz oldum. Yani en son ne zaman bir kitap bitirdiğimi. Birisinin konusu güzel olmaz, birinin anlatımı kötü olur. Peki ya Bukalemun ? Çok zorladım inanın çok ama çok denedim fakat olmadı.
Öylesine kendime kitap almaya çıkmıştım. Bizim burada bir kitapçı var bazı kitaplara özel indirim yapıyorlar. Bukalemun’da 8 tl gibi bir şeydi.
 Kitabın arka kapak yazısını çok beğenerek aldım. Hatta normalde çok dikkat ederim ama kitabın ismine bile dikkat etmedim.Neyse işte başladım okumaya güzel bir başlangıçtı. Kitap zaten çok güzel. Dili ustaca kullanan yazarlardan bir tanesi Scott Nilson bana göre. Betimlemeleri, benzetmeleri o kadar yerinde ve o kadar iyi düşünülerek yazılmış ki yazarı tebrik etmeden duramıyorum.
İlerleyen sayfalara doğru aklımdakinden bambaşka bir kurgu kucak açtı bana.Bir dinden bahsediliyor. Bu bizim bildiğimiz bir din değil. Bambaşka bir din; zaten kurgunun ana malzemesi bu. İşte beni sıkan da bu oldu. Okuyorum okuyorum ilerlemiyor. Sürekli aynı şeyleri tekrarlıyormuş gibi geldi. Çok zor okunan bir kitap oldu benim için ya da bu aralar gerçekten ciddi bir okuma problemim var.


Çeviriyi değerlendirecek olursak çeviri yanlış çevirilmiş sanırım. Yani mesela ilk sayfada ilk paragraf üçüncü kişi ağzından ikinci paragraf birinci kişi ağzından. Yer yer böyle ağız kaymaları oldu; ve bu beni rahatsız etti.
Beğenmediğim diğer bir nokta kitabın kapağı ve ismi. Yabancı ismi ‘’The Red Church ‘’ ve kapağında da bir kilisenin resmi var. Bizimkisi ise nasıl bir düşünceyle bu ismi ve bu kapağı yapmaya karar vermişler merak ediyorum.



Sırf yazarın kaleminin gücünden dolayı 2 puan.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder